6 Şubat depremlerinde, Adıyaman’ın Merkez ilçesinde bulunan Grand İsias Otel’in yıkılması sonucu Adıyaman’da KKTC’li sporcuların ve tur rehberlerinin de aralarında bulunduğu 72 kişi hayatını kaybetmişti. Depremlerin 2’nci yıl dönümünde Grand Isias Otel’de hayatını kaybeden rehberler için İstanbul Barosu’nda anma töreni düzenlendi. Anmada, İstanbul Barosu Başkanı Avukat İbrahim Kaboğlu, Rehberler İçin Adalet Platformu Sözcüsü Avukat Özgür Urfa ve İstanbul Rehberler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Özgür Özaltun konuşmacılar olarak yer aldı.
“OHAL İÇİN 36 SAAT BEKLEDİLER”
Anmanın açılış konuşmasını İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu gerçekleştirdi. Kaboğlu şöyle konuştu:
*2 yıl öncesine götüreceğim sizi. O sırada Meclis’teydim ve hemen bir inisiyatif alma gereği doğdu. Büyük depremler oldu, 36 saat sonra Olağanüstü Hal ilan edildi. Olağanüstü Hal ilanına gerek yok dedik, ‘hayır, var’ dediler. Peki o zaman neden ilk 6 saat değil de, 36 saat sonra ilan ettiniz dedik. Yanıt yoktu.
*Oysa 2017 yılında aslında ‘biz hızlı karar almak için hükümeti ilga ettik, tek kişi yönetimini kurduk, öyle toplanmaya, tartışmaya, müzakere etmeye gerek olmadan tek kişinin anında karar alabileceği bir yönetim sistemi oluşturduk dediler.
*Fakat OHAL ilanı için 36 saat beklediler. Bu aslında 2017 kurgusunun neden gerekçesinin geçersiz olduğunu gösteriyor. Sonra 35 gün geçti, 10 Mart günü ‘Biz seçimleri öne alıyoruz dediler’. Neden dedik, ‘Biz öyle istiyoruz’ dediler. Anayasa’ya aykırıdır dedik, ‘Biz talimatla hareket ederiz’ dediler. Ve 10 Mart günü seçimler 35 gün öne alındı.
ŞİMDİ YASA ZAMANI DEĞİL SEÇİM ZAMANI…”
*Peki ama 5 yıl görev yapan Meclis, 5 hafta daha yapamaz mıydı? Tabi ki yapabilirdi. Ama, daha fazlasını yapardı, o 5 hafta devletin olanaklarını seçime yönlendirmek yerine, deprem yaralarını sarmaya yönlendirebilirdi.
*Onun yerine, bütün Bakanlar seçime yönlendirildi, bütçe olanakları seçime yönlendirildi. Biz nasılsa gerekli vaadlerde bulunduk, gerekeni yapıyoruz dendi.
*Uluslararası standartlarda Türkiye Afet Yönetimi Yasa Önerisi hazırladık, Meclis’e teslim ettik. İktidar partilerinden de ilgiyle izlediler. Umduk ki, mecliste sıcağı sıcağına görüşeceğiz ve bu yasayı geçireceğiz. ‘Hayır’ dediler, şimdi yasa zamanı değil, şimdi seçim zamanı.
*Ve, 2023 seçimlerine gidildi. Tam 2 yıl geçti, konteynerlerde mi kalınıyor, evlere mi dönüldü, ne kadarı yapıldı, ne kadar yerleşim sağlandı ne oldu tam bir bilgimiz yok.
*Bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yasama bir an önce bu konuda, var olan birikimleri de dikkate alarak bir afet yönetimi yasasını oylamalı. Bu TBMM’nin görevidir. İkincisi, yürütmeye bu işin partiler üstü bir sorun olduğunu ve kısır siyasal tartışmalara bu kouların kurban edilmemesini önermek durumundayız.
*Üçüncüsü de yargı; kim ne dedi, kim hangi sloganı attı, kim hangi yazıyı yazdı biçiminde görüşlerin, sözlerin, fikirlerin arkasına düşmektense, gerçek suçluların peşine düşmesini yargıdam bekliyoruz.
BAKANA TEPKİ GÖSTERDİ
Kaboğlu’nun konuşmasının ardından, 6 Şubat depreminde Grand İsias Otel’de yaşamını yitiren rehberler ve sporcular sinevizyon gösterimiyle anıldı. Gösterimin ardından İstanbul Barosu’Ndan avukat Uğur Can Demirci, yaşamını yitiren rehberlerin ailelerinden gelen mektuplar okudu.
Program, İsias 0tel’de yaşamını yitiren rehber Çağkan Yılmaz’ın eşi Burcu Yılmaz, Adalet Platformu Sözcüsü Avukat Özgür Urfa ve İstanbul Rehberler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Özgür Özaltun ve yine İsias Otel’de yaşamını yitiren Ozan Koç’un anne babasının konuşmalarıyla devam etti.
“Yaşadığımız kabusun 2’nci yılını tamamladık” diyen Burcu Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
*(Otelin) yıkım haberini alır almaz yola çıktım, Adıyaman’a 36 saatte ulaştım. İlk anda aklımdan tek bir şey geçti, tamam sakin ol, arkamızda TUREB var, arkamızda Turizm Bakanlığı var, orası bir otel mutlaka yardım gelecektir. Aklımdan bu düşünceler geçerken ne yıkımın bu kadar büyük olduğunu biliyordum, ne bu kadar sahipsiz bırakılacağımızı.
*TUREB’i temsilen bazı rehber odaları ve rehberler enkaz alanındaydı. Fakat, Turizm Bakanlığı ve Bakan Mehmet Nuri Ersoy kendi Bakanlığından ruhsatlı, kendi bakanlığınca düzenlediği eğitim gezisinde enkaz altında kalan rehberlerimiz için bırakın yardım göndermeyi, bugüne kadar tek kelime etmemiş, acımızı ve kayıplarımızı yok saymıştır. Tıpkı Bolu’da yaşanan otel yangınının ardından, asli suçlu olmasına rağmen suçu başkalarına atarak görevine kaldığı yerden devam ettiği gibi.
